[a]Yönetmen: Majid Majidi
Senaryo: Mehran Kashani , Majid Majidi
Ülke: İran
Tür: Dram
IMDB Puanı:
Vizyon Tarihi: 10 Şubat 2008 (Almanya)
Çekim Yeri: Tehran, İran
Nam-ı Diğer: The Song of Sparrows


[hakkinda]Karim, Tahran'ın dışındaki bir devekuşu çiftliğinde çalışmaktadır. Küçük evinde ailesi ile sade ve mutlu bir hayat sürmekteyken bir gün devekuşlarından biri kaçar. Karim bundan sorumlu tutulur ve çiftlikten kovulur. Kısa bir süre sonra, büyük kızının işitme cihazını tamir ettirmek için şehre iner, ama motosikletli taksi sürücüsü olduğu sanılır. Karim böylece yeni mesleğine başlamış olur; sıkışık trafiğin içinde insan ve yük taşır. Ancak her gün uğraştığı insanlar ve malzemeler Karim'in cömert ve dürüst karakterini değiştirmeye başlar ve karısı ile kızlarının mutsuzluğuna yol açar. Karim'in bir zamanlar o kadar el üstünde tuttuğu değerleri geri kazanmasını sağlamak en yakınlarına kalmıştır. [/hakkinda]

[yorumlar][/yorumlar]

Avangart : Yorumlarda filmle ilgili hemen her şey yazılmış. Ben de dikkatimi çeken birkaç şeye değinmek isterim. Karim'in oyunculuğu şaheserdi ama çocuk oyunculara değinmek gerekirse İran, Meksika, Brezilya sinemalarında dikkatimi çeken şey çocuk oyuncuların çok başarılı olması. Gelir düşüklüğünden hayata çok erken yaşta atıldıklarını ve film çekerken rol yapmadıklarını, aslında kendi doğal hallerini oynadıklarını düşünüyorum. Bir de Karim'in namaz kılarken secdede başını bir taşa koyması dikkatimi çekti. Bu da bir Şii geleneğiymiş. Namaz kılarken secdede Kerbela toprağından yapılmış taşa başlarını koyarak onlar için kutsal olan Kerbela toprağına başlarını sürmüş oluyorlarmış. Afişte de yer alan bir sahneyi izlerken Karim'in hâlini ayçiçeği kabuğu taşıyan bir karıncaya benzettim. Bir karınca kendinin elli katı ağırlığı taşır. Tabii Karim'in ki o kadar ağır değil ama verilen kapıyı geri almaktan doğan manevi bir eziklik var sanki işin içinde.

Bunların haricinde aldığı eriklerin yolda giderken dökülme sahnesi geliyor aklıma. Eriklerin parasının fazla helal olmadığı ve haydan gelen huya giderin bir anlatımı mı, yoksa eriğin bir insan hayatı olarak nitelendirilip yaşantının da bir şekilde eriğin su da akıp gittiği gibi akıp gideceğinin, işi kaybetsen bile yeni kapıların açılacağının bir anlatımı mıydı bunu tam çözemedim. Sanki rüya tabiri gibi oldu ama kusura bakmayın artık

En beğendiğim sahneye gelecek olursak, balıkların oksijensiz kalıp, hayatta kalmak için çırpınışlarıyla, çocukların hayatlarını bağladıkları, yetiştirip, para kazanmayı düşündükleri balıkları kurtarmak için çırpınırken, acil bir karar vermek durumunda olup adeta nefessiz kaldıkları, ağır çekimde oynatılan benzetme sahnesi oldukça iyiydi.

Filmi izlemenizi tavsiye ediyor, iyi seyirler diliyorum.
ndenizn : 'Majidi son filmi “Serçelerin Şarksı” ile kendi deyimiyle “çirkin ama narin serçelerin” şarkısını getiriyor bize.
Serçelerin Şarkısı, diğer Majidi filmleri gibi dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir insanın yaşayabileceği insan dolu bir hikâyeyi konu alıyor.
Keza yönetmen “Herhangi bir yerde herhangi birinin yaşayabileceği şeyleri anlattım” diyor.'

Gösterişsiz bir film; Serçelerin Şarkısı(The Song Of Sparrows).
Sizde bıraktığı izler; umut ve tebessüm.
Ne mutlu ki bir hikaye böyle güzel ve içten anlatılabilmiş, bir Orhan Veli şiirinden farksızdı.
2-3 sahnede 10 ar saniyelik İbrahim Tatlıses şarkılarının duyuluyor olması da dikkatten kaçacak gibi değildi
pilot23 : Bittiğinde yüzde garip bir gülümseme bırakır, keşke tüm babalar böyle olsa diye iç geçirtir insana.

Fragman

360P İNDİR

[hide]
[upto]https://filmindiriyoruz.biz/sercelerin-sarkisi-avaze-gonjeshk-ha-9611.html[/upto]
[/hide]