Zamunda Torrent - Torrent Oyun İndir -Zamunda Film Dizi Program

Orjinalini görmek için tıklayınız: Aşk ve Gurur (2005) - Pride & Prejudice - 360p - TÜRKÇE DUBLAJ İndir
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
[a]
Yönetmen: Joe Wright

Senaryo: Jane Austen , Deborah Moggach , Emma Thompson

Ülke: Fransa, İngiltere, ABD

Tür: Dram , Romantik

IMDB Puanı: 7.8

Vizyon Tarihi: 02 Şubat 2006 (Türkiye)

Bütçe: $28,000,000 / Hasılat: $121,147,947

Çekim Yeri: Berkshire, İngiltere, Birleşik Krallık



[hakkinda]Bayan Bennet'in (Brenda Biethyn - Atonement) hayatta bir tek amacı vardır. Beş kızına uygun birer koca bulup evlendirmek. Kızlar da bu konuda anneleriyle hemfikir gibidir, evlenmemek için 100 sebep saymaya hazır olan Lizzie (Keira Knightley -Pirates of the Caribbean) hariç... Bir gün, yakındaki bir yazlık eve zengin bir bekar ve şehirli arkadaşlarının taşınacağı haberi gelince heyecan doruğa çıkar - en sonunda ufukta birçok hayırlı kısmet görünmüştür. Nitekim ilk günden en büyük abla Jane (Rosamunda Pike - Die Another Day) ve Bay Charles Bingley (Sîmon Woods -Rome) arasında bir bağ oluşur, Lizzie ise onun yakışıklı fakat son derece züppe dostu Bay Darcy (Matthew MacFadyen - Death at a Funeral) ile karşı karşıya kalır. Zaman ilerledikçe bu benzer tabiatlı iki insanın ilişkisi aşk ve gurur arasında bir çekişmeye dönüşür. Bakalım aşk zafer kazanıp Lizzie'ye neden evlenmesi gerektiğini gösterebilecek mi?[/hakkinda]

[yorumlar][/yorumlar]

kuzeydebiryer : Aşkın Gururla imtihanı

Delicesine yağan yağmur altında Mr. Darcy’nin aşkını itiraf ettiği ve karşılık beklediği sahne gördüğüm ve unutamadığım romantik sahnelerin başında gelir. Lizzie’nin bütün kızgınlığına, içinde duyduğu içten içe büyüyen nefretine rağmen Mr. Darcy’in yüzüne bakışını, aşkın çekimine karşı koymaya çalışmasına rağmen Mr. Darcy’nin tek bir hareketinde çözülüverecek gibi görünen ruh halini ve oluşan duygu atmosferini kaç filmde bulabilirsiniz ki…



Bu filmdeki romantik var oluşun temelinde sanat yönetmeninin bakış açısının çok etkili olduğunu düşünüyorum. Aklınıza filmin en can alıcı sahnelerini getirin, kendinizi oracıkta bulduğunuz filmin içine serpiştiriverilen o eşsiz sahneleri düşününüz, hayatta benzeri olmayan yaşayamadığınız bir duyguya dokunacak kadar yakınsınızdır. Romantik sinemanın büyüsüde buradan ileri gelir, günlük hayatın sıradan alışkanlıklarına esir düşen hayallerinizin çırpındığını, size birşeyler anlatmak istediğini sadece ve sadece bu kareler duyar. O anda karşınızda bir film yoktur artık çözümlenmesi gereken bir aşk ve ulaşılması gereken sonsuz bir mutluluk vardır. İzleyici karakterlerle özdeşim kurarak sanal bir birlikteliğe merhaba demiş ve en çarpıcı karelerin müzikle bezenmiş romantizm kapılarından geçmeye hazır hale gelmiştir.

Gurur yalnızlığımızın kalesidir.

Romantizmin drama ile iç içe geçtiği bir filmde aşık bir karakterseniz önyargılarla, yalanlarla ve sonu gelmeyen ayrılıklarla boğuşmak zorundasınız. Aşkın önyargılarımızla verilecek bir savaşı, sevdiğine ulaşmak için aldanmaması gereken yalanları ve dayanılması gereken yürek burkan ayrılıkları vardır. Hele de Bennet ailesinin bir ferdiyseniz işiniz daha zordur. Bennet kızları annelerinin elinde müstakbel bir eş adayına dönüşmeyi beklemekte ve en küçükleride bütün şımarıklığıyla toplumsal ayrımın sınırlarını hiçe saymayı kendinde bir hak olarak görmektedir. Bu Mr. Darcy’nin görgü kurallarına dikkat etmemek hususunda hatırlatıcı tavrını ön plana çıkaracak, Jane’nin duygularını belli edemeyişinde daha da belirgin hale gelerek bir tavsiyeye nihayetinde en yakın dostunun yaşaması gerektiği bir ayrılığa dönüşecektir.
Lizzie’nin gururunun aşktan uzak bir yalnızlığa dönüşmesi için bir subayın varolmayan geçmişine, ablasının hazinli öyküsüne ihtiyacı vardır. Elindekiler bir aşkın itirafında hançere dönüşecek sevgi sözcüklerinin son nefesi olacaklardır. Aynanın karşısında gündüz geceye karışacak, karanlıkta uzatılan bir mektup büyük kederlerle aşkın yenilişini gururun zaferini dünyaya duyuracaktır.



Elizabeth’in geldiği bu noktada ayrılığın yalın gölgesi bedenini yormakta ailesinin yaptıklarına, kardeşlerinin bu duruma nasıl geldiğine bir anlam vermeye çalışmaktadır. Olan bitenlerden ve yaşanamamış bir aşktan başka gerçekliği göremeyen gözlerine, güneşin yakıcı ışıklarını, doğanın engin manzaralarını vaat etmiş ve akrabalarıyla çıkacağı kır gezisinde kaderine hüküm biçmiştir. Bu noktada yönetmen Jane Austen’in isteğine boyun eğmiş gibidir. Tesadüflerin aritmetiğinde gururu parçalara bölecek aşkı için her şeyi yapabileceğini ispatlayan Mr. Darcy’i yüceltecektir. Romantik erkeğin anatomisini sanata düşkünlüğüyle, nazikliğiyle ve sevdiği için yapabilecekleriyle şekillendirendirecek, bu da Mr. Darcy karakterine olan hayranlığımızın ne kadar doğru olduğunu gözler önüne serecektir.

Kendini beğenmişler komedyasının kraliçesi Lady Catherine yeğeninin gidişatını beğenmeyecek, gecenin geç saatlerinde kapıları vuracak ama dedikoduların doğru olmadığına dair sözü Lizzie’nin dudaklarından işitemeyecektir. Çünkü Lizzie’nin bu aşka vereceği bir cevap vardır o da değersiz insanların yüzüne sarfedilmeyecek kadar değerlidir.

Sabahın ilk ışıkları alacakaranlığı sona erdirmek için yol alırken, iki aşığın yolu ile kesişecek, seyirciyi bu eşsiz görüntüyle aşkın saflığına ve mutlu sona davet edecektir.


John Hughes : ''İmkansız'' olarak algılanan bir aşkı gayet güzel ve samimi bir biçimde işleyen filmi harika bulduğumu söyleyebilirim.Filmdeki aşkı ayrıntıya dökecek olursam;Filmin henüz başında sert bir rüzgârlarla başlayan ve ortalara kadar aynı seviyede kalan hiçbir şekilde sıcak bir bakışı veya diyaloğu içinde bulundurmayan, sadece arka planda tutulan ama size var dedirten bir aşkdı.

Filmin ikinci yarısında yavaş yavaş dışarıya süzülen, izlerken merakla beklenen, güzel bir sahne ile ''Aşk''ın ilk adımı atılmış oldu tabi ''Gurur''la beraber.Buraya kadar herşey güzeldi hüznün de giriş yaptığı sahnelerdi fakat daha sonra sergilenen ısrar akla iki soruyu getiriyor ya Yönetmen abartılı bir giriş/devam yaptı yada olağanüstü bir aşk işleniyor.Filmin finali o kadar etkileyiciydi ki(belki o kadar abartılacak bir sahne de yokdu tamamen benim düşüncelerim) Yönetmende suç bulamadım.

Filmin isminin tam olarak doğru çevrilmediğini düşünsem de filme harika bir hava katmıştı.Filmdeki atmosfer bana ''Little Woman''ı hatırlattı, tabi ki bu filmle kıyaslayanamaz(romantizm yönünü) öyle bir hatada yapmayacağım.Filmde beni en fazla rahatsız eden varlık Anne karakteriydi, nasıl olurda bu kadar basiretsiz bir karakteri başrol oyuncunun Annesi yaparlar anlamış değilim.Baba karakteri de gereğinden fazla vurdumduymazdı.

Keira Knightley'in canlandırdığı karakter içinde birşeyler söylemek isterim.Tamamen saf,duygusal ve en önemlisi gerçek bir kalbi olan bir karakterdi.Bunlar da bir erkek için çok önemli ayrıntılar, kısaca izleyiciyi kendine aşık etmekte pek de zorlanmayacağı bir karakteri canlandırmıştı.Karakteri bu kadar beğenmemdeki en büyük pay da tabi ki kendisiydi,Oscar'a aday olmasına çok sevindim o sene kimin kazandığını bilmiyorum ama aday olması bile mutluluk verici.

9/10
Ess : Jane Austen' ı ve dönem filmlerini seviyorsanız kaçırmamalısınız...
Arşivlik muhteşem bir uyarlama...

Fragman



360P İNDİR

[hide]
[upto]https://filmindiriyoruz.biz/ask-ve-gurur-pride-prejudice-9970.html[/upto]
[/hide]
Referans URL