01.01.2016, 00:07
[a]
Yönetmen: Wolfgang Petersen
Senaryo: Wolfgang Petersen , Lothar G. Buchheim
Ülke: Batı Almanya
Tür: Macera , Dram , Savaş
IMDB Puanı:
Vizyon Tarihi: 17 Eylül 1981 (Batı Almanya)
Dil: Almanca, İngilizce, Fransızca
Çekim Yeri: Bodensee, Bavaria, Germany
Bütçe: $14,000,000 / Hasılat: $84,970,337
Nam-ı Diğer: The Boat | Mukaddes Vazife
[hakkinda]1979 yılında çekilmiş 1981 yılında vizyona giren, İkinci dünya savaşında u 96 adlı tip 7 sınıfı alman U-boot mürettebatın konu alan film. Propaganda unsuru taşımaz. Wolfgang Peterson yönetmenliğinde Almanca çekilen film yaklaşık 6 saatir. Savaşta Alman denizcilerin hayatlarını içinde bulundukları psikolojik durumu görsel bir anlatış biçimiyle dile getirmektedir. 1980'deki galasında zamanın ünlü isimleri filmi sonunda Wolfgang Petersonu ayakta alkışlamıştır. Diğer savaş filmlerinde olmayan savaşın insancıl boyutunu ortaya çıkartmıştır.
2.Dünya Savaşın'da görev yapan U-96 tipi bir Alman denizaltısı Atlas Okyanusu'ndaki normal devriye görevine çıkar.Gemide görevli personel haricinde bir subay da denizaltında yaşananları kaydetmek için sefere katılır.
Gemi normal seyrinde iken okyanusta detroyer koruması olmadan seyreden 5 gemilik bir filoyla karşılaşır.Kaptan biraz tereddütden sonra saldırı emri verir.Fakat o anda,saldırı öncesi göremedikleri bir destroyerin üzerlerine saldırdığını görürler.Dibe dalarak kaçmaya çalışsalar da destroyer peşlerini bırakmaz.Muhabir subay herşeyin bittiğini ve kurtuluş imkanı kalmadığını düşünerek uykuya dalar.Uyandığında herşeyin normale döndüğünü ve destroyerden kurtulduklarını görür.Bu olaydan sonra karargah tarafından asıl üsleri olan La Rochelle yerine Cebelitarık'dan geçerek İtalya'da La Spezia limana dönmeleri emredilir.Daha öncesinde 2.dünya savaşında tarafsız olan ispanya'da tedarik için alman gemileri ile buluşacaklardır[/hakkinda]
[yorumlar][/yorumlar]
BibulousBastard : Yorum spoiler içerebilir!
Altı dalda Oscar'a aday olup hiç birini kazanamayan film (ödülleri E.T. ve Gandhi'ye kaptırdı), bu özelliğiyle yedi dalda aday olup hiç birini kazanamayan The Shawshank Redemption'a benzer. İkisi de hiç şüphesiz gönüllerin oscarını almışlardır.
Savaş filmleri genel itibariyle, genç nüfusu gazlamak, insanları milliyetçiliğe angaje etmek ve savaşların ne kadar da güzel, olağan, normal olduğunu insanlara yutturmak ya da bu hapları yutmuş olan insanların ceplerindeki mangırlardan istifade etmek için çekilir. Film boyunca karizmatik karakterler afra tafralarla hareket eder, kurşunlarını esprilerle atar, soğukkanlılığından hiçbir zaman taviz vermez. Das Boot da tüm bunların tam tersini görürüz. Düşmanla ilk temastan itibaren insanı saran korkuyu, geri dönme arzusunu, kaçma arzusunu görürüz. Sakallar git gide uzar, kıyafetler kirlenir, insanlar çıldırma noktasına gelir. Das Boot bize, insanın ve insanlığın savaşma fıtratına ne kadar uygun olmadığını bir kez daha gösterir.
İzleyecek olanlar için açık bir şekilde tekrar ifade etmekte fayda var; Das Boot klasik savaş filmleri gibi janjanlı aksiyon sahneleri içermiyor, ölmeye ramak kala yapılan soğuk espriler barındırmıyor, milliyetçilik içermiyor, savaş çığırtkanlığı yapmıyor, daha iyi öldürmeyi, daha çok öldürmeyi zafer olarak yutturmaya çalışmıyor; Das Boot, gerçek savaşı anlatıyor. Vuranın da, vurulanın da heba olduğu, insanların psikolojisinin yerle yeksan olduğu gerçek savaşı anlatıyor.
Bulabildiğiniz en uzun versiyonunu izleyin, izlettirin.
Can Karako : Abi denizin altında geçen bir savaş filmi nekadar güzel olabilirki ?? İŞTE BUKADAR!! Heycan gerilim aksiyon korku hepsini birlikte verip aynı zamanda duygulandırıyor sizi bence gelmiş geçmiş en güzel savaş filmiydi. Seneryo diyaloglar kamera montajı bile harika. Aynı zamanda geçmişe götürüyor sizi ve okadar gerçekçi ki inanıyorsunuz! Film olduğuna inanmıyorsunuz!
paralax : Savaşa bambaşka bir gözle bakan, çok iyi bir film. Herkese tavsiye ederim.
Fragman
[hide]
[upto2]http://film.filmindiriyoruz.biz/?ID=1264[/upto2]
[fichi2]http://link.filmindiriyoruz.biz/url.aspx?ID=1641[/fichi2]
[/hide]
[hizliyazi][/hizliyazi]
[hakkinda]1979 yılında çekilmiş 1981 yılında vizyona giren, İkinci dünya savaşında u 96 adlı tip 7 sınıfı alman U-boot mürettebatın konu alan film. Propaganda unsuru taşımaz. Wolfgang Peterson yönetmenliğinde Almanca çekilen film yaklaşık 6 saatir. Savaşta Alman denizcilerin hayatlarını içinde bulundukları psikolojik durumu görsel bir anlatış biçimiyle dile getirmektedir. 1980'deki galasında zamanın ünlü isimleri filmi sonunda Wolfgang Petersonu ayakta alkışlamıştır. Diğer savaş filmlerinde olmayan savaşın insancıl boyutunu ortaya çıkartmıştır.
2.Dünya Savaşın'da görev yapan U-96 tipi bir Alman denizaltısı Atlas Okyanusu'ndaki normal devriye görevine çıkar.Gemide görevli personel haricinde bir subay da denizaltında yaşananları kaydetmek için sefere katılır.
Gemi normal seyrinde iken okyanusta detroyer koruması olmadan seyreden 5 gemilik bir filoyla karşılaşır.Kaptan biraz tereddütden sonra saldırı emri verir.Fakat o anda,saldırı öncesi göremedikleri bir destroyerin üzerlerine saldırdığını görürler.Dibe dalarak kaçmaya çalışsalar da destroyer peşlerini bırakmaz.Muhabir subay herşeyin bittiğini ve kurtuluş imkanı kalmadığını düşünerek uykuya dalar.Uyandığında herşeyin normale döndüğünü ve destroyerden kurtulduklarını görür.Bu olaydan sonra karargah tarafından asıl üsleri olan La Rochelle yerine Cebelitarık'dan geçerek İtalya'da La Spezia limana dönmeleri emredilir.Daha öncesinde 2.dünya savaşında tarafsız olan ispanya'da tedarik için alman gemileri ile buluşacaklardır[/hakkinda]
[yorumlar][/yorumlar]
Altı dalda Oscar'a aday olup hiç birini kazanamayan film (ödülleri E.T. ve Gandhi'ye kaptırdı), bu özelliğiyle yedi dalda aday olup hiç birini kazanamayan The Shawshank Redemption'a benzer. İkisi de hiç şüphesiz gönüllerin oscarını almışlardır.
Savaş filmleri genel itibariyle, genç nüfusu gazlamak, insanları milliyetçiliğe angaje etmek ve savaşların ne kadar da güzel, olağan, normal olduğunu insanlara yutturmak ya da bu hapları yutmuş olan insanların ceplerindeki mangırlardan istifade etmek için çekilir. Film boyunca karizmatik karakterler afra tafralarla hareket eder, kurşunlarını esprilerle atar, soğukkanlılığından hiçbir zaman taviz vermez. Das Boot da tüm bunların tam tersini görürüz. Düşmanla ilk temastan itibaren insanı saran korkuyu, geri dönme arzusunu, kaçma arzusunu görürüz. Sakallar git gide uzar, kıyafetler kirlenir, insanlar çıldırma noktasına gelir. Das Boot bize, insanın ve insanlığın savaşma fıtratına ne kadar uygun olmadığını bir kez daha gösterir.
İzleyecek olanlar için açık bir şekilde tekrar ifade etmekte fayda var; Das Boot klasik savaş filmleri gibi janjanlı aksiyon sahneleri içermiyor, ölmeye ramak kala yapılan soğuk espriler barındırmıyor, milliyetçilik içermiyor, savaş çığırtkanlığı yapmıyor, daha iyi öldürmeyi, daha çok öldürmeyi zafer olarak yutturmaya çalışmıyor; Das Boot, gerçek savaşı anlatıyor. Vuranın da, vurulanın da heba olduğu, insanların psikolojisinin yerle yeksan olduğu gerçek savaşı anlatıyor.
Bulabildiğiniz en uzun versiyonunu izleyin, izlettirin.
Can Karako : Abi denizin altında geçen bir savaş filmi nekadar güzel olabilirki ?? İŞTE BUKADAR!! Heycan gerilim aksiyon korku hepsini birlikte verip aynı zamanda duygulandırıyor sizi bence gelmiş geçmiş en güzel savaş filmiydi. Seneryo diyaloglar kamera montajı bile harika. Aynı zamanda geçmişe götürüyor sizi ve okadar gerçekçi ki inanıyorsunuz! Film olduğuna inanmıyorsunuz!
paralax : Savaşa bambaşka bir gözle bakan, çok iyi bir film. Herkese tavsiye ederim.
[hide]
[upto2]http://film.filmindiriyoruz.biz/?ID=1264[/upto2]
[fichi2]http://link.filmindiriyoruz.biz/url.aspx?ID=1641[/fichi2]
[/hide]
[hizliyazi][/hizliyazi]