15.10.2015, 20:52
[a]
Yönetmen: Alex Kurtzman
Senaryo: Alex Kurtzman , Roberto Orci , Jody Lambert
Ülke: ABD
Tür: Dram
IMDB Puanı: 7.1
Vizyon Tarihi: 29 Haziran 2012 (ABD)
Süre: 114 dakika
Dil: İngilizce
Nam-ı Diğer: Welcome to People
Çekim Yeri: Claremont, California, USA
Bütçe: $16,000,000
[hakkinda]DreamWorks Pictures gerçek olaylardan esinlenilmiş dram komedi filmi People Like Us'ı gururla sunar...
Filmde Chris Pine babasının aniden öldüğünü öğrendiği gün son anlaşması da çöken hızlı konuşan yirmili yaşlarını süren bir satış elemanı Sam rolünde. İstememesine rağmen, Sam eve geri dönmek zorunda kalır çünkü babasının mallarını bir düzene sokacak ve ailesiyle yeniden bağlantı kuracaktır. Babasının son dileklerini yerine getirmeye çalışan Sam dünyasını alt üst eden bir sır keşfeder: şimdiye kadar bilmediği 30 yaşında Frankie adında bir kız kardeşi (Elizabeth Banks) vardır. İlişkileri geliştikçe, Sam ailesiyle ilgili bildiği her şeyi yeniden düşünmeye ve bu süreçte kendi hayatında yaptığı seçimleri yeninden gözden geçirmeye zorlanır. [/hakkinda]
[yorumlar][/yorumlar]
Avangart : Filmin konusunu okumadan izlemeye başladım. Kadroyu görünce romantik komedidir dedim. Ama ilerledikçe hafif bir aile dramı ortaya çıktı.
Dram çok acılaştırmadan verildiği için izlerken insanı fazla üzmüyor. Bazen hafif tebessümle izliyorsunuz. Galiba oyuncu seçimlerinin çok başarılı olmasından mütevellit kendimi filmin içine kolayca kattım. Bu da filmin değerini gözümde biraz yükseltti.Final sahnesinde de hangi duygu hakimdi tam bilemiyorum ama galiba mutluluktan olsa gerek iki damla yaş süzüldü gözlerimden. İzlemeye değer bir film. İyi seyirler dilerim.
CaNaN^_^ : Çok ama çok beğendim.Romantik komediler hak getire!Dün onları izledim ama bu filmi izlerken hissettiklerimin yarısını bile hissetmedim.Uzun zamandır bana böyle hissettiren bir film izlememiştim.Filmin özeti tek bir cümle yazılmış ama aslında o kadar basit değil.Yaşam mücadelesi ve bağlar o kadar sahici anlatılmış ki!Neyse,kesinlikle izlemelisiniz diyorum.Umarım benim kadar siz de beğenirsiniz
cevirimvar : Gelelim 2012 yılının başarılı yapımlarından bir tanesine. People Like Us gerçekten çok anlamlı. Bir sorumsuz babanın parçaladığı hayatları ve iki kardeşin enteresan karşılaşmasını sevimli bir şekilde işliyor. Film bomba gibi başlıyor. İlginizi anında topluyor. Sonrasında özellikle de orta kesimlere doğru ara sıra doruklar yapsa da bir senaryo sıkıntısı ve durağanlık içine düşüyor. Tempo düştükçe düşüyor ve film bitiyor. Yani akış biçimi sorunlu. Ama oyunculuklar o kadar başarılı ki bu sorunu mümkün olduğunca örtüyor. Ara ara manalı ve güzel espriler var ve ben hepsine güldüm. Ama bazen de buzdolabı tarzı uzun konuşma ve yapay güldürme çabaları var ki o kısımlarda da sıkıldım. İlginizi sağlam tutacağınız bir zamanda izleyin derim. Çünkü 1,5 saatlik filmi 2 saat çekmişler. Her şekilde kesinlikle izlemekten keyif alacağınız başarılı bir film. Ben izleyin derim.
Gelelim incelememize…
Yönetmen Alex Kurtzman. Normalde senarist ve yapımcı. Bu ilk yönetmenlik denemesi. Ben fena bulmadım ama ciddi eksikleri var. Belki zamanla bunları da çözer. Başroldeki Chris Pine'ye cidden bayıldım. Mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Her hali güzeldi. O duygulandı ben duygulandım. O bencilleşti ben bencilleştim. O komikleşti, valla ben bile şakalar yaptım izlerken. Süper ötesiydi. Kariyeri de aynı şekilde büyük bir yükselişte. Adım adım yükselmiş emek vermiş bir yetenek. Çok büyük filmlerde izleyeceğimize eminim. Zaten bu yıl Star Trek Into Darkness'te başrolü kaptı ve sinemaları salladı. Ben tarzım olmadığı için geçtim bu filmi. Ama Keira Knightley ve Kevin Costner'le beraber oynayacağı Jack Ryan'ı kaçırmamayı düşünüyorum. Frankie rolünde onun üvey kızkardeşini oynayan Elizabeth Banks hem güzelliğiyle hem de oyunculuğuyla birinci sınıf gerçekten. Son yılları da dolu dolu geçirmeye devam ediyor. Benim atladığım hoş bir komedi filmi olan ve gişede iyi iş çıkaran Our Idiot Brother'dan sonra o derece başarılı olamayan bir komedi filmi The Details'de yer aldı. Kadro işi The Hunger Games'te o da vardı. Pitch Perfect de ortalamaydı ama gişede parayı topladı. Hiç de fena olmayan ve izlediğim bir aksiyon filmi olan Man on a Ledge'de de rol aldı. Movie 43 şanssızlığını da yaşadı maalesef. Bu yıl Hunger Games'in deva filmi var. Ama ben onu izlemek için kesinlikle What's the Matter with Margie? 'yi bekleyeceğim. Elizabeth Banks hala izlenir her zaman izlenir. Başrol oyuncumuzun kız arkadaşı rolündeki Olivia Wilde'yi ise sönük buldum şahsen. İşini yapıyordu ama beni pek etkileyemedi. O da son yılları dolu dolu geçiren isimlerden. The Words iyi bir film oldu. Deadfall gişe yakaladı. Jim Carrey'li The Incredible Burt Wonderstone ise hayal kırıklığıydı. Şu sıralar piyasada olan Drinking Buddies izleme listemde yer almıyor. Beklentim düşük diye es geçtim. Ama Rush'ı sabırsızlıkla bekliyorum. Kritik isimlerle dolu olan Her de iş yapabilir. Belçika yapımı vurucu bir film olmasını beklediğimiz Third Person da kesin izlenmeli. Yani Olivia Wilde de takipte. Bu kadroya arkadan destek veren emektar oyuncu ise Michelle Pfeiffer. Onu da ok yakında Robert De Niro'lu The Family'de izleyebileceğiz. Bu Luc Besson filmi yakında sinemalarımızda olacak. Bu filmde en çok esprilerine güldüğüm isim ise çocuk oyuncu Devin Brochu. Tam manasıyla doğru seçim. Adım adım tecrübe kazanıyor. Onu tam fark etmemiş olsak da tarihin en başarılı absürd korku filmi olan Rubber'de ve tabi ki Hesher'de de izledik.
People Like Us izlenmeli, izlenir… Ben beğendim. Tavsiye ederim. Saygılarımla…
Fragman
[hide]
[upto]http://film.filmindiriyoruz.biz/?ID=266[/upto]
[fichi]http://link.filmindiriyoruz.biz/url.aspx?ID=321[/fichi]
[/hide]
[hizliyazi][/hizliyazi]
[hakkinda]DreamWorks Pictures gerçek olaylardan esinlenilmiş dram komedi filmi People Like Us'ı gururla sunar...
Filmde Chris Pine babasının aniden öldüğünü öğrendiği gün son anlaşması da çöken hızlı konuşan yirmili yaşlarını süren bir satış elemanı Sam rolünde. İstememesine rağmen, Sam eve geri dönmek zorunda kalır çünkü babasının mallarını bir düzene sokacak ve ailesiyle yeniden bağlantı kuracaktır. Babasının son dileklerini yerine getirmeye çalışan Sam dünyasını alt üst eden bir sır keşfeder: şimdiye kadar bilmediği 30 yaşında Frankie adında bir kız kardeşi (Elizabeth Banks) vardır. İlişkileri geliştikçe, Sam ailesiyle ilgili bildiği her şeyi yeniden düşünmeye ve bu süreçte kendi hayatında yaptığı seçimleri yeninden gözden geçirmeye zorlanır. [/hakkinda]
[yorumlar][/yorumlar]
Dram çok acılaştırmadan verildiği için izlerken insanı fazla üzmüyor. Bazen hafif tebessümle izliyorsunuz. Galiba oyuncu seçimlerinin çok başarılı olmasından mütevellit kendimi filmin içine kolayca kattım. Bu da filmin değerini gözümde biraz yükseltti.Final sahnesinde de hangi duygu hakimdi tam bilemiyorum ama galiba mutluluktan olsa gerek iki damla yaş süzüldü gözlerimden. İzlemeye değer bir film. İyi seyirler dilerim.
CaNaN^_^ : Çok ama çok beğendim.Romantik komediler hak getire!Dün onları izledim ama bu filmi izlerken hissettiklerimin yarısını bile hissetmedim.Uzun zamandır bana böyle hissettiren bir film izlememiştim.Filmin özeti tek bir cümle yazılmış ama aslında o kadar basit değil.Yaşam mücadelesi ve bağlar o kadar sahici anlatılmış ki!Neyse,kesinlikle izlemelisiniz diyorum.Umarım benim kadar siz de beğenirsiniz
cevirimvar : Gelelim 2012 yılının başarılı yapımlarından bir tanesine. People Like Us gerçekten çok anlamlı. Bir sorumsuz babanın parçaladığı hayatları ve iki kardeşin enteresan karşılaşmasını sevimli bir şekilde işliyor. Film bomba gibi başlıyor. İlginizi anında topluyor. Sonrasında özellikle de orta kesimlere doğru ara sıra doruklar yapsa da bir senaryo sıkıntısı ve durağanlık içine düşüyor. Tempo düştükçe düşüyor ve film bitiyor. Yani akış biçimi sorunlu. Ama oyunculuklar o kadar başarılı ki bu sorunu mümkün olduğunca örtüyor. Ara ara manalı ve güzel espriler var ve ben hepsine güldüm. Ama bazen de buzdolabı tarzı uzun konuşma ve yapay güldürme çabaları var ki o kısımlarda da sıkıldım. İlginizi sağlam tutacağınız bir zamanda izleyin derim. Çünkü 1,5 saatlik filmi 2 saat çekmişler. Her şekilde kesinlikle izlemekten keyif alacağınız başarılı bir film. Ben izleyin derim.
Gelelim incelememize…
Yönetmen Alex Kurtzman. Normalde senarist ve yapımcı. Bu ilk yönetmenlik denemesi. Ben fena bulmadım ama ciddi eksikleri var. Belki zamanla bunları da çözer. Başroldeki Chris Pine'ye cidden bayıldım. Mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Her hali güzeldi. O duygulandı ben duygulandım. O bencilleşti ben bencilleştim. O komikleşti, valla ben bile şakalar yaptım izlerken. Süper ötesiydi. Kariyeri de aynı şekilde büyük bir yükselişte. Adım adım yükselmiş emek vermiş bir yetenek. Çok büyük filmlerde izleyeceğimize eminim. Zaten bu yıl Star Trek Into Darkness'te başrolü kaptı ve sinemaları salladı. Ben tarzım olmadığı için geçtim bu filmi. Ama Keira Knightley ve Kevin Costner'le beraber oynayacağı Jack Ryan'ı kaçırmamayı düşünüyorum. Frankie rolünde onun üvey kızkardeşini oynayan Elizabeth Banks hem güzelliğiyle hem de oyunculuğuyla birinci sınıf gerçekten. Son yılları da dolu dolu geçirmeye devam ediyor. Benim atladığım hoş bir komedi filmi olan ve gişede iyi iş çıkaran Our Idiot Brother'dan sonra o derece başarılı olamayan bir komedi filmi The Details'de yer aldı. Kadro işi The Hunger Games'te o da vardı. Pitch Perfect de ortalamaydı ama gişede parayı topladı. Hiç de fena olmayan ve izlediğim bir aksiyon filmi olan Man on a Ledge'de de rol aldı. Movie 43 şanssızlığını da yaşadı maalesef. Bu yıl Hunger Games'in deva filmi var. Ama ben onu izlemek için kesinlikle What's the Matter with Margie? 'yi bekleyeceğim. Elizabeth Banks hala izlenir her zaman izlenir. Başrol oyuncumuzun kız arkadaşı rolündeki Olivia Wilde'yi ise sönük buldum şahsen. İşini yapıyordu ama beni pek etkileyemedi. O da son yılları dolu dolu geçiren isimlerden. The Words iyi bir film oldu. Deadfall gişe yakaladı. Jim Carrey'li The Incredible Burt Wonderstone ise hayal kırıklığıydı. Şu sıralar piyasada olan Drinking Buddies izleme listemde yer almıyor. Beklentim düşük diye es geçtim. Ama Rush'ı sabırsızlıkla bekliyorum. Kritik isimlerle dolu olan Her de iş yapabilir. Belçika yapımı vurucu bir film olmasını beklediğimiz Third Person da kesin izlenmeli. Yani Olivia Wilde de takipte. Bu kadroya arkadan destek veren emektar oyuncu ise Michelle Pfeiffer. Onu da ok yakında Robert De Niro'lu The Family'de izleyebileceğiz. Bu Luc Besson filmi yakında sinemalarımızda olacak. Bu filmde en çok esprilerine güldüğüm isim ise çocuk oyuncu Devin Brochu. Tam manasıyla doğru seçim. Adım adım tecrübe kazanıyor. Onu tam fark etmemiş olsak da tarihin en başarılı absürd korku filmi olan Rubber'de ve tabi ki Hesher'de de izledik.
People Like Us izlenmeli, izlenir… Ben beğendim. Tavsiye ederim. Saygılarımla…
[hide]
[upto]http://film.filmindiriyoruz.biz/?ID=266[/upto]
[fichi]http://link.filmindiriyoruz.biz/url.aspx?ID=321[/fichi]
[/hide]
[hizliyazi][/hizliyazi]