27.08.2014, 00:54
Merak edenler için kitabın içeriğini hakkında bilgi... Cumhuriyetin ilk yıllarında hazırlanan, dönemin GKB. Mareşal Fevzi Çakmak tarafından övgülü bir önsözü yazılan ve Diyanet İşleri Başkanlarından büyük âlim Ahmet Hamdi Akseki Hocamızca hazırlanan, “ASKERE DİN KİTABI”; Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sürecinde, bütün askeri birliklerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Çünkü Atatürk imansız ve İslamsız bir milletin ayakta kalamayacağını ve hele maneviyatsız bir askerin düşmanla savaşamayacağını, vatanını ve halkını hakkıyla savunamayacağını bilecek kadar akıllı, inançlı ve şuurludur. Atatürk döneminde askerler Kur'an üstüne yemin ediyordu: Evet, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün ölümüne kadar Harp Okulu öğrencilerine Kur'an üzerine yemin ettiriliyordu. 6 Eylül 1937 tarihli belgenin üzerinde, "Harbiye Mektebi'nde ikmali tahsil eyliyen zabitana mahsus şahadetname" yazıyordu ve o dönemde Atatürk henüz yaşıyordu. Hemen altta ise "Resmi Tahlif" ifadesi göze çarpıyordu. Bugünkü Türkçe ile buna "Resmi Yemin Belgesi" demek uygundu. O dönemin yemin metninde aynen şöyle yazıyordu: "Ben, sulhta ve harpta, karada ve denizde ve havada ve her nerede olursa olsun, milletime ve memleketime daima doğruluk ve sadakatla hizmet ve hükümeti cumhuriyemizin bütün kanun ve nizamlarına ve amirlerimin her türlü emirlerine bütün kalbimle itaat etmekten ayrılmayacağıma ve milletimin namına, mukaddes şerefli sancağımın şanını ve askerliğin namus ve şerefini canımdan aziz bilib bu uğurda seve seve canımı feda etmekten çekinmiyeceğime ve asıl vazifem olan; namuskâr, özü ve sözü doğru ve gayretli bir asker olarak çalışmaktan başka bir şey düşünmiyeceğime, Cenab-ı Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Azimüşşana el basarak yemin ediyorum." Metnin sonunda da: "Vallah ve billah" ifadeleri yer alıyordu. Aynı belgede Harbiye Mektebi'nde verilen dersler de sıralanıyordu. Bunların arasında "İlmiahlak" göze çarpıyordu. İçinde din dersi de bulunuyordu. Apaçık ortada; Atatürk döneminde Harp Okulu öğrencileri zorunlu din dersi okuyor, Kur'an üstüne el basarak yemin ediyordu. Bitmedi, Atatürk'ün sağlığında İslam Âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'a Türkçe Tefsir yazdırıyor, Ahmet Hamdi Akseki’ye ise, askerler için özel "din kitabı" hazırlatıyor ve bunu bütün Silahlı Kuvvetler mensuplarına okutturuyordu.
Atatürk'ün Kasım 1918 tarihli altında “Bir gaza ettik ki hoşnud eyledik peygamberi” yazan fotoğrafı
Atatürk'ün Emriyle Türk Askerleri İçin Hazırlanan Din Kitabı
Sonuç olarak Atatürk, Türk milletinin kadim bir evladı ve Allahın bize bir lütfudur. Türkler dahil tüm islam dünyası çökmüş bitkin haldeyken, Türk toprakları acı çekerken konuşulan tek bir konu vardı ve o da ' Hangi Ülkeye Bağlanalım' konusuydu. Egede İttihat ve Terakki meclisi fes etmiş ve azadlık kararı yerine Almaların tarafını seçmişti, İstanbul hükümeti İngilizlere boyun eğmiş çaresizce kıvranmaktaydı. Gene İstanbulda Said Nursi gibi veledler 'Lemalar' gibi hikaye kitapları yazarken bir Yörük Türkmen evladı olan Mustafa Kemal Atatürk artık içindeki milli kin ve bağımsızlık sevdasına karşı koyamayıp yaşanan olaylara karşı çıkmak için işe koyuldu ve nemi oldu ?
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi.
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu.
30 yaşında kendisi başka kentleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu kent düşmanların eline geçti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 Lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
Fakat yaşanan bu olayların hiç biri Atatürk'ün önüne engel olamadı, Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923 ' de Osmanlı İmparatorluğunun yıkık, çökmüş ,bitkin ve küllerinden doğan, gücünü kahraman Türk Milletinden alarak bu Bağımsız Türk Devletini kurdu. Yaptığı inkılaplar Japonya'da,Çin'de, Fransa'da ders kitabı olarak okutuldu. Ata sözlerine nail oldu ' Zorda kalırsan Atatürk gibi düşün ! ' .Putperest araplar Kabeyi yıkmak üzereyken Ordumu alır sizi mahvederim diyen bir liderdir Atatürk. Sizce Atatürk'e kim iftira atabilir, hala nasıl dinsizlikle suçlayabilir ?
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim.-Hamilton
Vatan sevgisi imandan gelir.- Hz. Muhammed
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.-Mithat Cemal Kuntay
Vatan sevgisi imandandır (kelam-ı kibar)
Kılıçla alınan vatan, para ile satılmaz.-2. Abdülhamid
Allah Türk Milletini Korusun ! Mustafa Kemal Atatürk ve Vatanımız İçin Şehid Olan Kahraman Türk Askerlerinin Ruhları Şad Mekanı Cennet Olsun.
-Ahmet Barcu Kocaaslan
Atatürk'ün Kasım 1918 tarihli altında “Bir gaza ettik ki hoşnud eyledik peygamberi” yazan fotoğrafı
Atatürk'ün Emriyle Türk Askerleri İçin Hazırlanan Din Kitabı
Sonuç olarak Atatürk, Türk milletinin kadim bir evladı ve Allahın bize bir lütfudur. Türkler dahil tüm islam dünyası çökmüş bitkin haldeyken, Türk toprakları acı çekerken konuşulan tek bir konu vardı ve o da ' Hangi Ülkeye Bağlanalım' konusuydu. Egede İttihat ve Terakki meclisi fes etmiş ve azadlık kararı yerine Almaların tarafını seçmişti, İstanbul hükümeti İngilizlere boyun eğmiş çaresizce kıvranmaktaydı. Gene İstanbulda Said Nursi gibi veledler 'Lemalar' gibi hikaye kitapları yazarken bir Yörük Türkmen evladı olan Mustafa Kemal Atatürk artık içindeki milli kin ve bağımsızlık sevdasına karşı koyamayıp yaşanan olaylara karşı çıkmak için işe koyuldu ve nemi oldu ?
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi.
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu.
30 yaşında kendisi başka kentleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu kent düşmanların eline geçti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 Lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
Fakat yaşanan bu olayların hiç biri Atatürk'ün önüne engel olamadı, Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923 ' de Osmanlı İmparatorluğunun yıkık, çökmüş ,bitkin ve küllerinden doğan, gücünü kahraman Türk Milletinden alarak bu Bağımsız Türk Devletini kurdu. Yaptığı inkılaplar Japonya'da,Çin'de, Fransa'da ders kitabı olarak okutuldu. Ata sözlerine nail oldu ' Zorda kalırsan Atatürk gibi düşün ! ' .Putperest araplar Kabeyi yıkmak üzereyken Ordumu alır sizi mahvederim diyen bir liderdir Atatürk. Sizce Atatürk'e kim iftira atabilir, hala nasıl dinsizlikle suçlayabilir ?
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim.-Hamilton
Vatan sevgisi imandan gelir.- Hz. Muhammed
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.-Mithat Cemal Kuntay
Vatan sevgisi imandandır (kelam-ı kibar)
Kılıçla alınan vatan, para ile satılmaz.-2. Abdülhamid
Allah Türk Milletini Korusun ! Mustafa Kemal Atatürk ve Vatanımız İçin Şehid Olan Kahraman Türk Askerlerinin Ruhları Şad Mekanı Cennet Olsun.
-Ahmet Barcu Kocaaslan