Metal Gear Rising: Revengeance İnceleme ---P:9.8
|
12.01.2014, 18:51
(Bu konu en son: 12.01.2014 Tarihinde, Saat: 18:54 düzenlenmiştir. Düzenleyen: ZT Mr.Angel®.)
Yorum: #1
|
|||
|
|||
Metal Gear Rising: Revengeance İnceleme ---P:9.8
“Bugün günlerden ne olduğunu biliyorsun, 30 Nisan. George Washington Amerika Birleşik Devletleri’nin başına 200 yıl önce tam olarak burada, yani Federal Hall’da geçti. Burada yeni ve özgürlükçü bir devletin temelleri atıldı. Bugün burada başka bir özgürlükçü devlet duyuracaktık, Patriot’ların hükmünün sonu ve bu ülkenin özgürlüğünün, burada yeniden başlaması gerekiyordu, özgürlük burada doğabilirdi. Jack, ben güç istemiyorum, ben Patriot’lardan özgürlük, sivil haklar ve fırsatlar gibi insani haklarımızı geri almak istiyorum. Her şey onların dijital sansür planı yüzünden yitmek üzere. Beni dinle Jack, hepimizin bir son kullanma tarihi var, kimse sonsuza kadar yaşamaz. Yaşam sadece bir süreçtir, genetik materyalimizi gelecek jenerasyona aktardığımız bir süreç. Yaşam verisi ebeveynden çocuğa aktarılır. Fakat bizim varislerimiz veya miraslarımız yok, biz “Les Enfants Terribles” yaratımlarıyız, babamızın klonları. Üreyebilme yeteneğimiz genetik mühendislik sonucu yok edildi, eğer meşaleyi bir sonraki jenerasyona veremeyeceksek, bizim mirasımız nedir? Yaşamımızın kanıtı nedir? Dünya üzerine nasıl iz bırakacağız? Meşale ebeveynden çocuğa bırakıldığında, bu olay DNA’nın ötesindedir, bilgi bununla birlikte aktarılır. Benim tek istediğim diğer insanlar ve tarih tarafından hatırlanmak. Patriot’lar dijital bilgi akışını kontrol ederek bu bilgiyi sansür altına alacaklar. Ben hatırlanmak istiyorum, tarih benim varlığımı bilsin istiyorum. Bu benim mirasım, tarih üzerinde attığım çentik olacaktı fakat Patriot’lar bunu bile bize çok görüyorlar, ben bizi bundan kurtaracağım, hepimizi özgür bırakacağım, böylece biz “Özgürlüğün Çocukları” (Sons of Liberty) olacağız. Jack, oğlum. Ben ve klon kardeşlerim “canavar” diye çağırıldık. Şeytani genleri taşıyan yaratıklar. Sen türünün tek örneğisin fakat sen de bir canavarsın, tarihin karanlığı tarafından şekillendirildin. Hangi canavarın yaşayacağına karar vermemiz gerekiyor. Bu arada Jack...aileni öldüren kişi bendim. Seni cesetlerin arasından çekip çıkarttım ve şeytanın ordusunda yer alman için yetiştirdim. Ben senin üvey baban ve en büyük düşmanınım. Bunu yaptım çünkü başkasının yaratımı olup olmadığımızı öğrenmem gerekiyordu. Burada tarih tekerrür ediyor Jack, Liquid ve Solid, Big Boss’u öldürerek onları bağlayan zinciri kırmak istedi. Beni öldürüp geçmişinle yüzleşmeden asla kaçamayacaksın, kendi döngünde kalacaksın, kendine özel sarmalında… Artık ikimizin de özgür kalması gerekiyor. Senin ölmeni istememin başka bir sebebi var. GW’nun içinde Patriot’lara ulaşmamı sağlayan kanıtlar silindi fakat son bir iz daha var, senin içinde….” George Sears a.k.a Solidus Snake
Savaş alanında “Jack The Ripper” olarak bilinecek asker Liberya’da yağmurlu bir günde doğdu. O dönemler Liberya’da büyük bir sivil savaş vardı. Ailesi Solidus tarafından öldürülen Raiden, Solidus’un ordusu tarafından alınarak 1989 yılında Liberya’da çocuk asker olarak yetiştirildi. Kendisi gibi pek çok çocuk asker ile birlikte Hollywood aksiyon filmleri izletilerek her gece “görüntü eğitimine” tabii tutulan Jack, savaşı kendi doğası olarak benimsedi.
Toluene ve Barut karışımı bulunan yemeklerle beslenerek daha agresif ve kontrol edilebilen çocuk askerler, o dönem doktorlar tarafından çeşitli ilaçlara maruz bırakılarak, deneysel kobay olarak kullanılıyordu. Solidus’un altında bir cinayet makinasına dönen Jack, o dönem ardında bıraktığı ceset sayısı yüzünden “White Devil” ve “Jack The Ripper” gibi lakaplara sahip olmuştur. Altı yaşında silah kullanmayı öğrenen bu çocuk, Ufak Oğlan Birimi kaptanı olup, yakın dövüş silahlarında uzmanlığını geliştirmiştir. Savaş bittikten sonra afet merkezine atanan Jack, burada Amerika Birleşik Devletleri tarafından kurtarılıp Patriot’ların eline düşmüştür. Patriot’lar Jack’in beynine yüksek dozda nanomakine enjekte ederek kendisinin Big Shell Incident’a kadar sürecek bir deneye tabi olmasına sebep olmuştur. Jack a.k.a The Ripper - Liberya Sivil Savaşı 1989
Amerika’ya yerleştiğinde anılarını unutmaya çalışan, geçmişinden nefret eden Jack, Amerika Birleşik Devletleri’nin U.S Army Task Force XXI biriminde çalışmaya başlar. Genome testlerine tabii tutulmaz fakat burada 300’den fazla VR görevini tamamlar, bunlardan biri Shadow Moses replikasyonudur. 20 Ocak 2007’de bu görevinden çıkan Raiden Fort Hamilton’da atandığı görevine başlamak için New York’a taşınır ve Rose ile tanışır.
Aynı yerde çalıştıklarını fark eden ikili, birbirlerine aşık olur. Rose aslında gizliden gizliye Patriot’ların ajanıdır ve Jack’in yaşamında kontrol sahibi olmayı istemektedir. Bu dönemden sonra yaşanan olaylar Metal Gear Solid 2’de “Manhattan Incident” olarak geçmektedir. Bundan ötesi ise Metal Gear Solid serisini oynayacakları ilgilendirir, oynamış olanlar ise zaten olayları biliyor. Raiden, benim şimdiye kadar gördüğüm, oyun dünyasında yazılmış olan en gerçekçi karakterlerden biri. Geçmişinin, travmalarının ve kendisinden nefretinin sebepleri açıkça oyunda belirtildiği için mi bilmiyorum fakat Hideo Kojima’nın kurduğu ve harika bir şekilde yazdığı Metal Gear Solid kurgusunda, Raiden gerçekten çok önemli bir yere sahip. İlginçtir, Raiden Metal Gear Solid 2: Sons of Liberty’de ana karakter olarak tanıtıldığında insanlar bu fikirden nefret etmişti. Oldukça karizmatik, soğukkanlı ve görev adamı Solid Snake’in aksine bu duygusal, daha narin tipli karakter, serinin hayranları tarafından iyi benimsenmemişti. Raiden" - Manhattan Incident dönemi
Raiden ile Snake karşılaştırıldığında ikisi de karakter olarak farklı uçlar. Yukarıda belirttiğim gibi Snake daha soğukkanlı, erkeksi ve güçlü bir duruş sergilerken, Raiden daha duygusal, toy ve aksiyon filmi kahramanlarından oldukça uzak bir yapıdaydı. Bence bu yönden oldukça insansı, doğal ve gerçek. Tabii bu Solid Snake öyle değil anlamına gelmiyor fakat Snake bir ikon ve bir ikon olduğu için zaten onun üzerine çok fazla tartışmaya gerek yok, kendisini ispatlamış bir karakter olarak Snake sonsuza kadar Big Boss ile beraber gönüllerde yerini koruyacak.
Raiden’ın travmatik yapısı, karanlık geçmişi ve bu geçmişin üzerine oynanan kurgu gerçekten ağızları yere düşürecek cinsten ve oldukça derin. Metal Gear Solid 2’de Raiden üzerine oynanan oyun, S3 planı ve Liberya geçmişi gibi konular öylesine derinden irdeleniyor ki gerçekten bu adamı daha yakından tanımak istiyorsunuz, tanıyamadığınız için ise üzülüyorsunuz. Lakin Raiden’ın öyle bir yanı var ki, hepimiz bir noktada Raiden olmayı istedik bu sebepten dolayı. Metal Gear Solid 4’te hepimizin dibinin düştüğü Cyborg Ninja olarak yeniden oyun dünyasına giren Jack, gene yazılan muhteşem hikayenin içinde, “Karanlık Kahraman” imajıyla yer edindi. İtiraf edelim, hepimiz orada Geko’lara ve Vamp’a karşı savaşmayı istedik ve oyun bize bunu sunamadığı için gerçekten çok pişman olduk. Rising tam bu noktadan start alan bir fikir işte; ikinci kez Raiden olma, fakat bu sefer Cyborg Ninja olarak. Kojima ilk MGS’den beri Cyborg Ninja fikrine oldukça tav olmuş bir adam fakat bu konsepti sadece bize şu ana kadar animasyonlarda ve VR Mission’lar da verebildi, bu sebeple Rising, MG evreninde oluşan devasa bir açığı kapatmakta.
Metal Gear Rising: Revengeance, bu fikirle yola çıkan Kojima’nın yanlış yola sapan bebeğiydi. İlk olarak oyun Metal Gear Solid: Rising olarak duyuruldu, daha isimden bir gariplik sezmiştim açıkçası. Metal Gear, ancak Snake varsa “Solid” ismine sahip olabilirdi, Raiden’ın bir aksiyon oyununda ana karakter olması ise bunu bambaşka bir oyun yapmalıydı, bu sebeple zaten oyun duyurulduğunda çoğu insan “Metal Gear Rising” adını daha anlamlı bulmuştu. Ne yazık ki Rising projesi Kojima Prodüksiyon’un altında bir türlü gerçekleştirilemedi ve yapımcı cehennemine düştü. Sunulan hedefler, erken çıkan fragmanların altında git gide daha uzak ihtimaller halini almıştı. Şimdiye kadar yavaş tempolu, gizlilik üzerine kurulu oyunlar yapan ekip, “Lightning Bolt Action” gibi iddialı bir slogana sahip aksiyon oyununu yapamıyordu, bu sebeple bir süre projeden ses çıkmadı, iptali gündeme geldi. Tam bu noktada Hideo Kojima daha sonra “Kendimi zorlayarak, umutsuzca yaptığım bir teklifti” diye nitelendireceği Platinum Games yapımcılarına ortaklık teklifini etti. Kojima Productions’ın geliştirdiği Rising projesi, Platinum Games adı altında Metal Gear Rising: Revengeance adıyla artık evini bulmuştu. Sığmadı Buraya Yazacam Bi Rep Verin Laooo...
|
|||
|
ÜYE OLMADAN YORUM YAPABİLİRSİNİZ. "YA DA BİR DİSQUS HESABI AÇIN" TIKLAYIN ARDINDAN 'Konuk olarak yorum yapmak istiyorum' TİKLEMENİZ YETERLİ
|
Metal Gear Rising: Revengeance İnceleme ---P:9.8 zamunda, utorrent, torrent indir, best torrent sites 2018, best torrent, torrent program, hızlı indir, hızlı torrent indir, hızlı oyun indir, Metal Gear Rising: Revengeance İnceleme ---P:9.8 full film indir, uptobox mega.co.nz 1fichier türkçe dublaj |
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
Far Cry Primal | İnceleme | DesertedShadow | 1 | 2,595 |
10.03.2016 15:23 Son Yorum: Serseri Zenci |
|
Dying Light: The Following – Enhanced Edition İnceleme | The stanbul | 0 | 2,610 |
29.02.2016 21:57 Son Yorum: The stanbul |
|
Assassin's Creed Rogue İnceleme | klknibrhm | 2 | 2,418 |
07.02.2016 00:26 Son Yorum: klknibrhm |
|
Ryse: Son of Rome | İnceleme | Muhammed Karabey | 5 | 3,576 |
27.12.2015 15:57 Son Yorum: Leonidas61 |
|
Quantum Break - Ön İnceleme | parlakzeyid | 0 | 1,871 |
19.12.2015 19:34 Son Yorum: parlakzeyid |
Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi